Sözde hepimiz kendine ait bir yaşam sürüyoruz yaşam sürdüğümüz kesin de
kendimize ait bir yaşam mı? Kimlerin yaşamı sadece kendisine ait acaba?
Başınızı arkanıza yaslayın gözleriniz kapatın ve düşünün acaba bu yaşam ne kadar
size ait yaptıklarınızın ne kadarı sizin için. Yaptıklarınızın hangileri sizler
için. Yani mutluğunuz için veya sizi mutlu edecekler için? Bir düşünün bakalım
sizi mutlu edeceklerini düşündüğünüz ne kadar şeyi yapabiliyorsunuz. Kaçımızın
aklında sizi hayallerinize taşıyacak başka şeyler yapmak var. Yaptıklarımız
için hep bir mazeretimiz hep bir sebebimiz var ve onların çok büyük bir kısmı
kendimiz için değil ve sorumluluklarımızda var bizim değil mi? Annelerimiz,
babalarımız, eşimiz, çocuklarımız, çevremiz dostlarımız arkadaşlarımız işimiz.
Ya onlar bizden bir şeyler bekleyip istiyor ya da biz onlardan bir şeyler
istiyoruz ne hayatımızı yaşıyoruz ne de başkalarının hayatlarını yaşamasına
izin veriyoruz. Ne biz mutlu ne onlar. Ne onlar yaşadıkları hayatın kendilerinin
olmadığın sorguluyor nede bizler kendi hayatımızın bizim olmadığını. Eğer
yaşamak istediğimizi yaşayamıyorsak neyi yaşıyoruz…
Gerçekten biz neyi yaşıyoruz.
Bu yaşam kime ait kimin bu yaşanılan yaşam bir
başkasının bize giydirdiği bize ait olmayan
emanet bir kıyafet gibi üzerimize giydirilen. Ne acı aslında çoğumuzun üstünde emanet
giysiler var. Ve çoğumuz bunun farkında değil. Öğretilenleri sorgulamamışız ki
yaşamımızı sorgulayalım zaten sorgu sual bizim kültüre ters İTAAT kültürü
bizimki KABUL edeceksin ve verilenle idare edeceksin. Bilgi edinme düşünme
yargılama sorgulama falan bunlarda ne imiş ne garip kelimeler yıkıcı evet
yıkıcı bu kelimeler… Onca yıllık değerleri hiçe saymak “Eski köye yeni adet
getirmek” yada “İcat çıkartmak” bizim yaşamımız da bunlara yer yok. “otur ve
itaat et”
Yanlış bildikleriniz doğru, Doğru bildikleriniz
yanlış, demenin peşinde değilim sadece sizi mutlu edenin ne olduğunu bilin ona
doğru yürüyün yelken açın kanat çırpın nasıl giderseniz gidin başkalarının
kabul ettiği genelde herkesin kabul ettiği doğrulara uymak gibi bir
mecburiyetiniz yok sizin. Bunun farkında olun yeter, mutluluktan daha doğru
hiçbir şey yok çünkü. İki seçeneğiniz var işaretleyebileceğiniz. Mutluluk veya
mutsuzluk seçim kolay seçin işte… Seçimi siz yapın sonrada sakın başkasına
mutsuzluğunuzun sebebini yüklemeyin… Bilin ki seçiminizi yaparken dürüst olmak
yeterli olacak böylece kazanan hep siz olursunuz çünkü dürüst olduğunuzda
başkalarının mutsuzluğu sizlere yüklenmez. Sakın bencil bir bakış gibi
yorumlamayın unutmayın mutlu olduğunuzda çevrenize daha faydalı olacaksınız.
Evet işte tercih zamanı… Tabi ki yapmak isterseniz
Tekrar düşünün…
Omuzlarınızda taşıdığınız yüklere bir bakın
hangisini taşımak istiyorsunuz?
Şimdi “ayıklama zaman”ı size yük olmanın dışında
katkısı olmayanlara veda edin. Size mutluluk verenlere sahip çıkın ve mutlu
olmak için yeni sebepler varsa onları sırtlanın.
Bunlar benim doğrularım sizin farklı doğrularınız
elbette vardır. Seçimleriniz de size mutluluk getirsin. Her seçimimiz doğru
olmazsa da dert etmeyin, hiç olmasa kendi istediğinizi yaşamış oluruz, bir
başkasının ki değil.
ÇağlayanB
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder