10 Şubat 2013 Pazar

YAŞAM... "Otur ve İtaat Et"

Sözde hepimiz kendine ait bir yaşam sürüyoruz yaşam sürdüğümüz kesin de kendimize ait bir yaşam mı? Kimlerin yaşamı sadece kendisine ait acaba? Başınızı arkanıza yaslayın gözleriniz kapatın ve düşünün acaba bu yaşam ne kadar size ait yaptıklarınızın ne kadarı sizin için. Yaptıklarınızın hangileri sizler için. Yani mutluğunuz için veya sizi mutlu edecekler için? Bir düşünün bakalım sizi mutlu edeceklerini düşündüğünüz ne kadar şeyi yapabiliyorsunuz. Kaçımızın aklında sizi hayallerinize taşıyacak başka şeyler yapmak var. Yaptıklarımız için hep bir mazeretimiz hep bir sebebimiz var ve onların çok büyük bir kısmı kendimiz için değil ve sorumluluklarımızda var bizim değil mi? Annelerimiz, babalarımız, eşimiz, çocuklarımız, çevremiz dostlarımız arkadaşlarımız işimiz. Ya onlar bizden bir şeyler bekleyip istiyor ya da biz onlardan bir şeyler istiyoruz ne hayatımızı yaşıyoruz ne de başkalarının hayatlarını yaşamasına izin veriyoruz. Ne biz mutlu ne onlar. Ne onlar yaşadıkları hayatın kendilerinin olmadığın sorguluyor nede bizler kendi hayatımızın bizim olmadığını. Eğer yaşamak istediğimizi yaşayamıyorsak neyi yaşıyoruz…
Gerçekten biz neyi yaşıyoruz.
Bu yaşam kime ait kimin bu yaşanılan yaşam bir başkasının bize giydirdiği bize ait olmayan 
emanet bir kıyafet gibi üzerimize giydirilen.  Ne acı aslında çoğumuzun üstünde emanet giysiler var. Ve çoğumuz bunun farkında değil. Öğretilenleri sorgulamamışız ki yaşamımızı sorgulayalım zaten sorgu sual bizim kültüre ters İTAAT kültürü bizimki KABUL edeceksin ve verilenle idare edeceksin. Bilgi edinme düşünme yargılama sorgulama falan bunlarda ne imiş ne garip kelimeler yıkıcı evet yıkıcı bu kelimeler… Onca yıllık değerleri hiçe saymak “Eski köye yeni adet getirmek” yada “İcat çıkartmak” bizim yaşamımız da bunlara yer yok. “otur ve itaat et”
Yanlış bildikleriniz doğru, Doğru bildikleriniz yanlış, demenin peşinde değilim sadece sizi mutlu edenin ne olduğunu bilin ona doğru yürüyün yelken açın kanat çırpın nasıl giderseniz gidin başkalarının kabul ettiği genelde herkesin kabul ettiği doğrulara uymak gibi bir mecburiyetiniz yok sizin. Bunun farkında olun yeter, mutluluktan daha doğru hiçbir şey yok çünkü. İki seçeneğiniz var işaretleyebileceğiniz. Mutluluk veya mutsuzluk seçim kolay seçin işte… Seçimi siz yapın sonrada sakın başkasına mutsuzluğunuzun sebebini yüklemeyin… Bilin ki seçiminizi yaparken dürüst olmak yeterli olacak böylece kazanan hep siz olursunuz çünkü dürüst olduğunuzda başkalarının mutsuzluğu sizlere yüklenmez. Sakın bencil bir bakış gibi yorumlamayın unutmayın mutlu olduğunuzda çevrenize daha faydalı olacaksınız.
Evet işte tercih zamanı… Tabi ki yapmak isterseniz
Tekrar düşünün…
Omuzlarınızda taşıdığınız yüklere bir bakın hangisini taşımak istiyorsunuz?
Şimdi “ayıklama zaman”ı size yük olmanın dışında katkısı olmayanlara veda edin. Size mutluluk verenlere sahip çıkın ve mutlu olmak için yeni sebepler varsa onları sırtlanın. 
Bunlar benim doğrularım sizin farklı doğrularınız elbette vardır. Seçimleriniz de size mutluluk getirsin. Her seçimimiz doğru olmazsa da dert etmeyin, hiç olmasa kendi istediğinizi yaşamış oluruz, bir başkasının ki değil.
ÇağlayanB

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder