23 Kasım 2013 Cumartesi

ŞU FAHİŞELERİ ve PEZEVENKLERİ DE BİR KONUŞALIM !



Evet artık bu meseleyi de konuşalım... Bu konu koşulurken fahişelik için dünyanın en eski en aşağılık mesleklerinden biri diye cümleye başlayıp... ağız dolusu küfür edercesine kurduğumuz cümlelerle yerine dibine soktuğumuz bir meslek evet meslek... 
Beğenin veya beğenmeyin bu bir meslek birileri de bu mesleği yapıyor... Sen bu mesleğin sana sunduğu hizmeti satın almak istedikçe bu mesleği yapacak kişiler de elbette olacak. Hem bu hizmeti iste hem de bu hizmeti vereni aşağıla... Her zaman ki gibi yaman bir çelişki.... 
Kimin ne sebeple bu mesleği seçmiş olması da ilgilendirmiyor beni. Kaderin oyunu veya bilerek isteyerek tercihi bu da hiç ilgilendirmiyor... Şarkıda da dediği gibi ruhunu satsa daha mı iyi idi... O nun satacak şeyi bedeni imiş bedenini satmış. Biz bu memlekette onurunu kişiliğini satmış binlerce insanı görmüyor muyuz ?
Kimseyi aklamak kimseyi savunmak için yazmıyorum bu yazıyı ne fahişeleri savunmak bana düşer ne de onların satıcısı pezevenkleri. Derdim çok basit.
Derdim sürekli ahlak üzerinden ahkam kesen iki yüzlüler... Ahlaksızlık işinize geldiğin de olağan ve hoş görülecek bir şey değildir ahlaksızlık siz yaptığınızda da kötü bir şeydir.
Para için bedenini satan kadına kızanlar birde şuna baksınlar
Peki zengin koca peşinde koşup sevmediği halde zengin bir adamla evlenen kıza ne diyeceğiz. Kızına illa zengin koca yağlı kapı bul diyen anne babaya ne diyeceğiz? Bunu da geçtim de hala var olan bir adetimiz olan başlık parasına ne diyeceğiz? Para karşılığı yapılmış bir beden satışı değil mi tüm bunlar?
Şimdi sen istediğin kadar fahişeleri aşağıla istediğin kadar pezevenkleri aşağıla.
Bazı insanların bedenlerini satması benim gözümde ruhlarını satmasın dan onurlarını satmasından daha onurludur.
ÇağlayanB

17 Kasım 2013 Pazar

İYİ OL LÜTFEN İYİ OL !


Biraz yorgun hissediyorum kendimi biraz da eksik... belki sen olsaydın... aslın da alıştım sensizliğe ama biliyorsun gizlemeye gerek yok kaygılanıyorum senin için evet hep kaygılanıyorum... En çokta kış günleri çünkü yaz günü bile o kadar çok hasta olurdun ki kış geldi şimdi kim bilir kaç kare hasta olmuşsundur kesin hasta olmuşsundur... hemde defalarca....
Bazen açıp sana kızmak geliyor içimden sırf yine mi hasta oldun demek geliyor... dikkat et kendine iç şu acı zencefili limon sıkıp  biraz bal da ekle demek geliyor içimden... Çok şey demek geçiyor içimden demiyorum...
Kafam karışık yazamıyorum aklımdan geçenleri... kafam karışık kuramıyorum cümleleri... Palavra attım hiçte karışık değil kafam. Bilmez miyim neyin ne olduğunu bal gibi biliyorum. Seni özlediğimi de biliyorum senin için kaygılandığımı da. Kaygılanıyorum işte senin için, elimde değil.. iyi ol... lütfen iyi ol 
ÇağlayanB.

10 Kasım 2013 Pazar

ZEHİRLİ SARMAŞIK !



Ben kendimden sorumluyum ben sevgimden sorumluyum...
Sevgilim,
Sevgimi,
Hak etmiş
Hak etmemiş;
Bu benim sorunum da değil suçum da değil hem ben sevdiğimin sahibi de değilim... gidebilir istediği yere gidebilir. Evet ben onun sahibi değilim. Ama ben sevgimin sahibiyim... Ve işte onun için sevgimden sorumluyum...
Bazıları giderken öyle bir gider ki bir daha görmemek için dua edersin... İyi ki gitti diyerek tanrıya defalarca şükredersin... Ben bu insanımı sevdim diyebilirsin? Olsun de! Sen ondan sorumlu değilsin sen onun sahibi değilsin sen sevginin sahibisin ve sen sevginden sorumlusun.
Ama bazı insanlar vardır gidişleri o kadar şık o kadar dürüst o kadar açık yüreklikle yapar ki. Bazen için acır acır acır ama gidişi alkışlarsın ve hiç umut etmezsin onun dönüşünü ama içinden beklemek gelir sanki dönecekmiş gibi... Yeni aşklar kapını çalar yeni insanlar karşına çıkar ama olmaz olmaz... Sanki hayatına birini soksan onu aldattığını sanırsın... Ve işte bu şık gidişler aslın da gidiştir de bir türlü terk ediş olmaz... 
Sevgin terk etmez seni özlemin terk etmez seni. Hala ona dair bir şeyler karalamak gelir için den... Belki bazı şarkılar O'nu hatırlatır sana. Birlikte iken için den gizli, gizli ona adadığın şarkıların vardır. Ve ayrıldıktan sonra açık açık söyler o şarkıları "zehirli sarmaşık" lar la kuşatılmak istersin...
ÇağlayanB.

1 Kasım 2013 Cuma

BİR ERKEĞİN PEMBE yada PEMPE İLE İMTİHANI !


Beni bilenler tanıyanlar bilir,
Üzerimde görecekleri gömlek rengi ya beyazdır yada mavi başka renk gömleğim yok gibidir.
Gardropumu açınca mavi beyaz renklerle karşılaşırsınız gömlek rengim odur. Neredeyse başka renk yok gibi. Farkındayım ha bire yok gibi diyorum çünkü bir iki yada üç tane pembe gömleğim var. Ama lacivert takımların için de ve uygun bir kravat ile çok güzel duruyorlar. Ayrıca kotlarla da fena olmuyorlar...
Yani aramızda kalsın galiba pembeyi yada pempe yi seviyorum
Şimdi durduk yere niye mi yazdım bunları... Galiba mavilerle büyütülen erkek çocukları olarak pembeye yada pempeye  olan sevgimi zaafımı anlatmak istedim kısacası buradan bir itirafta bulundum. Galiba yaptığım bu...
ÇağlayanB.